18.12.10

Kız mı var? Hemen kişilik değiştireyim..

Birçok kız arasından sadece bu kızı göz hapsine almış durumdalar. Kızlı erkekli kalabalık bir masa bu.. Göz hapsine alan kişiler bu kalabalık masada bulunan, her gün beraber takılan üç erkek arkadaş.. Er kişiler bu kızla daha yeni tanıştılar. Tanıştıran kişi ise normal, her gün görüştükleri bir kız arkadaş.. Yeni tanışılan kız da bu arkadaşın ev arkadaşı olma özelliğini taşıyor. (Erkekler için, normal kız arkadaşın birlikte kaldığı ev arkadaşları daha çekicidir.) Pür dikkat kızın anlattıklarına odaklanan bu erkek kişilerin yüzlerindeki ebleh ebleh sırıtma ifadelerinden, bakışlarından ve davranışlarından bariz bir şekilde anlaşılıyor ki, üçünün de aklında “Olm bu kız hiç fena değilmiş aslında.. Dur ben biraz iş atayım şuna!!” adını verdiğimiz klasik erkeksel düşünceler mevcut..

Ve evet.. Üçü de aynı şeyleri düşünmelerine rağmen, birbirlerine çaktırmama gayreti içerisindeler.

Üçünün de beyni, yoğun bir şekilde çalışıyor şu anda.. Erkekler gerçekten garip canlılar.. Aynı anda birden çok şeyi düşünüp aynı zamanda bunları uygulama yeteneğini çoğu zaman kullanmayı bile beceremezken, kızlar söz konusu olunca eksiksiz bir biçimde kullanabiliyorlar.

Her biri de şu an kendi beyninde kıza nasıl bir yaklaşım sergileyip ilgisini çekeceğine yönelik taktiksel savaşlar yaparken, bir yandan da “Ulan ne şekilde otursam, nasıl davransam karizmatik görünürüm acaba?” düşüncesiyle kendilerine en uygun karizmatik duruşu bulmaya çalışıyorlar.. Erkeklerin kendini karşı cinse beğendirmeye çalıştığı zamanlarda kasıntı duruşlar sergilemesi bilinen bir gerçektir. Hepsi birer karizma abidesi görünümünde şu an.. Tabi ki bu karizmatik duruşla birlikte gelen bazı yenilikler var ve bu davranışlara da yansıyor. Yiyecekleri, içecekleri belirli bir düzen ve zarafet çerçevesinde tüketmeye başlıyorlar. Daha üç saat önce kendi aralarında 4,5 saniyelik geğirme rekoru denemesi yapan bu erkekler, şimdi her aldıkları lokmadan sonra ağızlarını peçeteyle hafif hafif dokundurarak siliyorlar. Birdenbire evrim geçirdiler sanki.. Evrimin son halkası olan bu karizmatik üç beyefendinin beyinleri tabi ki sadece bunlarla yetinmeyip işlem çalışmalarına devam ediyor ve “Normal, günlük yaşamdaki konuşmandan sıyrıl hemen !” komutu veriyor. Sonuç olarak daha düzgün, nazik ve karizmatik bir konuşma ortaya çıkıyor.. Normal zamanlarda saçma bulduğu bir şeye “La bi z.ktir git yaa !! Çok saçma bişey o dediğin.. Öööle iş mi olur?” diye cevap veren birisi, şimdi karşısındaki kıza “Ya tabi, kişilerin kendine göre doğruları var. Ben öyle düşünmüyorum ama onlara da saygı duyarım..” diye konuşuyor. Bir başka zaman dışarıda güzel bir kadın görünce “Oha lan hatuna bak.. Off !! Kalçaları da erik gibi kütür kütür..” diyen adamlar, şimdi “Ben önce kişiliğe bakarım yaa.. Önemli olan kişiliktir.. Güzellik, cinsellik falan benim için ön planda değil” şeklinde demeçler veriyor. Şu an tamamen yenilenmiş bu kişiler kendilerini olduğundan farklı göstermekte oldukça başarılılar..

Evet kızlar !! O yeni tanıştığınız adam, gerçekte kendisi değil…

Ve bu er kişilerin beyinleri kişilik değişimi oyununu sürdürürken aynı zamanda başka bir şeyle daha uğraşıyor: Kendini ön plana çıkarma..

Kendini ön plana çıkarma işi kolay bir iş değil. Hele ki rakiplerin olduğu bir ortamda durum daha da zor.. Fakat içlerinden birisi bunu elde etmiş gibi..

Çoğu arkadaş grubunda muhabbeti yönlendiren, sözünü bir şekilde dinlettiren, geveze, atraktif, grubun odak kişisi olan birisi mevcuttur. Bu kişi o grubun merkez adamıdır.. İşte bu üç erkekten bir tanesi de o merkez adam konumuna geçmeyi başardı. Merkez Adam bu özelliğiyle kendini diğerlerine göre daha ön planda tutmayı başarıyor. Üstelik fırsatını bulursa, rakiplerinin üzerinden de espri yapacak. Böylelikle hem onları daha da düşürerek bu oyundan düşmelerini sağlayacak hem de kendini daha da yükseltmiş olacak. (Ne kadar da fesat çıktı şu merkez adamlar ?)

Ve fırsatını buluyor da..

İçlerinden birisinin yapmış olduğu bir gaf, merkez adamın eline bu kozu veriyor.

Yapılan bu gaf sonucunda tüm masa gülünce, gafı yapan kişinin (2 numaralı rakip diyelim) bünyesinde küçük bir sevinç, küçük bir heyecanlanma meydana geliyor. (Evet.. Ortamdaki herkesi güldürmek insanda sevinç yaratır.) Ama Merkez Adam, bu gafın üzerinden espri yaparak 2 numarayı hafif hafif rezil etmeye başlayınca, 2 numaranın sevinci yerini “Hay arkadaş.. Ağzıma zıçsalardı da o lafı etmeyeydim. Nerden düştük şunun diline?” şeklinde sitemkâr düşünceye dönüşüyor. Kendisi artık her espri yapmaya çalıştığında, her lafa girmeye çalıştığında Merkez Adam tarafından o gaf yüzüne vurularak, o gaf üzerinden espri geliştirilerek rezil edilecek.

3 numaralı rakibimiz ise yarıştan pes etmiş gibi. Hiçbir çıkış yok. Dışarıdan bakıldığında herkes muhabbette aktif bir biçimde yer alıyor. Fakat herkesin bildiği bir şey var ki açıkça belli olmasa bile aslında Merkez Adam koyu muhabbetin devam ettiği şu ortamda konuyu belirliyor, sürdürüyor ve belirli aralıklarla 2 numaranın gafından muhabbet konusuna uygun espriler üretiyor.. Yapılan bu espri artık baymaya başlasa bile kimse pek bir şey diyemiyor. (Merkez Adam’ın dokunulmazlığı vardır.) Ortamdakiler ise bu esprilere sadece zorlama bir “Mehe mehe” gülüşüyle eşlik ediyor.

Yine de genel olarak hakimiyet Merkez Adama ait.. 2 numaralı rakibi neredeyse eledi, 3 numaralı rakip ise pasif kalmanın sonucu otomatik olarak ilgiyi kaybetti. Merkez Adam artık kendi zaferini ilan etmek üzere.. Artık bu birbirine rakip olan diğer iki kişi de kızı Merkez Adam’a kaptırdıkları yönünde hemfikir. Fakat bu fikir birliğine rağmen hala birbirlerine bir şey çaktırmama gayretindeler..Ortam, iki tane hayal kırıklığının verdiği durgunluk ve bir zafer edasının verdiği ferahlama dolayısıyla hafiften durulmaya başlıyor. Muhabbet biraz öncekiler kadar coşkulu değil. Merkez Adam genellikle direk olarak kızla diyaloga giriyor. Fakat yine de pek rahat değil. Ortamın kalabalık olması istediği rahatlıkta konuşmasını engelliyor.

Tam ortam durulmuşken bunu fırsat bilen kız yavaş yavaş çantasını ve eşyalarını toplamaya başlıyor. (Durgunluk başlayınca kişide eve gitme dürtüleri uyanır..) Eşyalarını toplarken herkese şöyle bir gülümseyerek bakış atıyor ve “Ben artık kalkayım yaa.. “ diyor.. “Daha erkek arkadaşımla buluşacağım..”

Üç adamımızın da bir anlığına, gülen yüzleri hafiften asılıyor, gözleri büyüyor ve kaşları yukarı kalkıyor.

Tam bir hayal kırıklığı…

Fakat bu kırıklığı birbirlerine belli etmemek adına yüzlerindeki bu kırgınlık ifadesini hemen “Aaa otursaydın yaa” şeklindeki `şaşırmış insan´ ifadesiyle değiştiriyorlar. Merkez Adam hemen lafa girerek “İyi neyse tamam, nasıl istersen ehe ehe” diye cevap veriyor. Kız kalkmaya hazırlanınca tanıdıkları olan kız arkadaş da kalkma gereği hissediyor.(Bir arkadaş kalkınca diğeri de kalkar.. Sürü psikolojisi..) Sonrasında herkese iyi akşamlar dileyip beraberce gidiyorlar.

Üç silahşörümüz hayal kırıklıkları içerisinde mecburen grubun geri kalanının muhabbetine dahil oluyorlar fakat konudan bihaberler.. Grup yarım kalan muhabbetlerine devam ediyor. İlk başlarda bakıp beğenmedikleri başka bir kız kikirdeyerek lafa giriyor ve “Evet yaa biz de geçen Nilay’la bir arkadaşın evine gittik. Baya içmişiz yaa, bildiğin dağıtmışız. Nasıl eve geldim hatırlamıyorum ihihi” diyor.

Üç erkeğimiz de bu kızı göz hapsine almaya başlıyor…